Turkuaz sularla çevrili, yıl boyu sıcak havası, mutlu insanlarıyla Atlas Okyunusunun kıyısında yer alan Miami, deniz turizminden çok daha fazlasını karşılıyor. Miami, haftanın her günü ve günün her saati bitmeyen partileri ile gece hayatını sonuna kadar yaşıyor. Havuz partileri, teras partileri, yat partileri de gündüzlerin gecelerden daha az hareketli geçmesini engelliyor.
Çok kültürlü yapısı sayesinde bulabileceğiniz uluslararası mutfakları, film ve sanat festivalleri, konserleri, ucuz alışveriş imkanı da turistlerin yıl boyunca Miami’ye akın etmesini sağlıyor.
Ben 8 ay boyunca Miami’de yaşarken altını üstüne getirdim. Bildiğim herşeyi de en ayrıntılı haliyle şuraya yazdım. Derseniz ki, Amerika’ya gidiyorum ama Miami’ye değil, o zaman da Amerika’ya gitmek için saydığım 10 nedeni de şuradan da okuyabilirsiniz.
Ne Zaman Gitmeli?
Miami’de muson iklimi yaşanması nedeniyle yazlar sıcak olsa da kışlar yağışlı geçiyor. Kış sezonu yani Haziran- Ekim ayları civarı bitmeyen yağmurlar yaşanıyor. Eğer hayallerinizde yarattığınız güneşli Miami’yi yaşamak istiyorsanız, Kasım ve Mayıs ayları arası Miami’ye gitmelisiniz.
Ulaşım
Miami’ye artık Türk Hava Yolları ile direk gidlebiliyor. Miami Uluslararası Havaalanı’ndan South Beach’e ya da Downtown’a otobüslerle ya da taksilerle ulaşım mümkün. Ya da internetten havaalanı tranferi alıp, sizi almak için gelmelerini bekleyebilirsiniz. Şehir içini yürüyerek, şehrin bisiklet kiralama sistemi olan deco bike’ı kullanarak ya da otobüsle keşfedebilirsiniz.
Konaklama
Günlük 25 dolara South Beach’in ortasındaki Bikini Hostel ya da Miami Hostelde kalabileceğiniz gibi, günlük 100- 200 dolara okyanusa bakan otellerde de konaklayabilirsiniz.
Miami’ye ilk geldiğinizde her turistin yaptığı gibi siz de mutlaka önce güneşin ve turkuaz suların tadını çıkaracak, güneşlenirken üzerinizden geçen helikopterlere asılı pankartlardan etkinliklerin yazılı olduğunu öğrenip muhtemelen şaşıracaksınızdır. Okyanusa paralel Ocean Drive’da içkilerinizi yudumlayıp, şehrin kalbi olan Lincoln Road’da yemek yiyeceksinizdir. Macy’s ya da Sawgrass’da alışveriş yapıp, Amerika genelindeki en düşük vergi oranlarından bir tanesinin tadını çıkaracaksınızdır. South Point Park’ta gün batımını izleyecek, Downtown’daki Bayside Market Place’de akşam yemeği kaçamağı yapacak, ya da İspanyol Sokağında antipastilerle başlayan uzun akşam yemekleri yiyeceksinizdir. Bunlar dışında Miami’de yapılması gereken bin bir çeşit etkinlik bulunur.
İşte Miami’ye gitmek için her turistin bilmediği, bilse de katılamadığı en iyi nedenler;
1) Wynwood Sokak Sanatları
Otobüslerle ulaşılabilen Wynwood bölgesi, bana kalırsa mutlaka görülmesi gereken Miami’nin hipster bölgesi. Sokak sokak dolaşıp sokak sanatlarının tadını çıkarmalı, sanat galerilerini görmeli, yorulunca büyük bahçeli restoranlarda yemek molası vermelisiniz. Özellikle Şubat ayında gerçekleşen ve tüm Dünya’dan sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapan Art Wynwood Sanat Festivali’ni kaçırmamalısınız.
2) Little Havana ve Calle Ocho Festivali
Little Havana, zamanında Küba’dan kaçan Kübalıların yaşadığı bir yerleşim. Sokaklarının İngilizce bilmeyen Kübalılarla dolu olduğu, bütün sokak işaretlerinin ispanyolca olduğu bir yer. Puro meraklısıysanız, puro fabrikası turuna katılabilirsiniz. Mart ayında Kübalıların geleneklerine sadık kaldıklarını gösterdikleri bir festival olan Calle Ocho Festivali’ne katılıp ücretsiz konserleri izleyebilirsiniz.
3) Ultra Müzik Festivali
Miami’ye ne zaman gidilir diye benim fikrimi almak isterseniz, Mart cevabı alırsınız. Nedeni; elektronik müzik sevseniz de sevmeseniz de, böyle bir atmosferi dünyanın başka hiçbir yerinde kolay kolay bulamayacağınız Ultra Müzik Festivali. Her yıl farklı milletten 50,000’in üzerinde insan dünyaca ünlü dj’leri dinlemek için bu festivale akın eder.
4) Salsa Yapmak ve İspanyolca Öğrenmek
Çok kültürlü şehir nüfusunun %65’ini Latin Amerika ve çevre adalardan gelen İspanyollar oluşturur. İspanyolcanın yaygınlığı nedeniyle, yıllardır Miami’nin yerel dilini İspanyolca’ya çevirmek için uğraşıyorlar. Durum böyle olunca Miami, İspanyolca kursuna gitmek ya da salsa öğrenmek için de en iyi adreslerden biri. Haftalığı 50 dolara kolayca İspanyolca dersleri bulabilirsiniz.
5) Bahamalara Giden Cruise’dan El Sallamak
Çok ama çok ucuza iki ya da üç günlük turlar satın alınıp, Miami’yi koca bir gemiyle terk etmek ve giderken Miami’yi yukarıdan görmek çok güzel bir duygu. Her ne kadar Nassua ve çevresi çok yapay turistik olsa da tropikal Bahamalar’da dinlenmeye değer.
6) American Airlines Arena’da NBA İzlemek
Konu spor olunca, Miami’nin en popüler takımı Miami Heat’i izlemek tam bir deneyime dönüşüyor. İzlediğiniz bir basketbol maçı mı şov mu karar veremiyorsunuz. Amerikan Airlines Arena’da bulunan barlar ve restoranlar sayesinde maç izlerken yemek yiyip, içki içmek de çok olağan.
7) Key’lerde Huzur Bulmak
Florida Keys deyince akla nedense sadece Key West gelir. Oysa Key’ler 1700 adadan oluşuyor. Özellikle Key Largo ve Islamorada benim favorilerim. En güneydeki Key West ise Küba’ya en yakın ollan ve el sallasanız Küba’dan görülecek noktası.
8) Brickell’de Canlı Müzik Dinlemek
Brickell, turistlerden çok yerellerin vakit geçirdiği bir yerleşim. Tri rail treni ya da taksi ile ulaşım mümkün. Buradaki Blue Martini Bar benim favorim. Canlı müziklerle eğlenmek ve turist yoğunluğundan kaçmak için ideal.
9) Orlando’da Tekrar Çocuk Olmak
Orlando gidebileceğiniz en büyük oyun parklarından bir tanesi. Özellikle Disneyland ile karşılaştırınca büyüklüğünü daha iyi anlayabiliyorsunuz. Advanture park, Disneyland, Water Park gibi parklardan oluşmakta. Kaç parka gidilmek isteniyorsa o kadar gün ayırılmalı ve özgürce oyuncaklara binip, tekrar çocuk olmalısınız.
10) Okyanusa Karşı Sabah Yogasına Katılmak
Üçüncü sokakta yapılan sabah ve akşamüstü yogaları, benim Miami’de en çok özlediğim ve unutamadığım bir etkinlik. Ücretsiz olan ve sahilde yapılan bu yoga sınıflarına katılmak için tam saatinde orada bulunmanız yeterli. Her ne kadar kumların üstünde yoga yaparken üşüseniz de, gün batımında ve doğumunda pespembe olan gökyüzü karşısında yoga yaparken, Miami’de olduğunuza şükredeceksiniz.
Ekstra;
11) Hiçbir Yerde Bulamayacağınız Havuz Partilerine Katılmak
Amerika’nın Amerika olmasındaki en büyük etmen bana sorarsanız boş beleş partileri. Las Vegas’da da benzerlerini görebileceğiniz partiler, Miami South Beach’de ünlü otellerin havuzlarında yapılıyor. İnsanlar bütün gün dar alanda kısa paslaşmalar şeklinde küçücük yerde içkilerini içip, dans ediyor. Amaç tabiki yüzmek değil, parti yaparken biraz olsun sıcaktan kurtulmak. Pazar günleri Sls Otel’e gidin, beni anlayacaksınız.
Yazım kaynak; http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/galeri-40373529?p=1
Evden Uzakta’yı Facebook, Instagram ve Youtube hesaplarından takip edebilirsiniz.